Pazar, Ekim 6

Aylar: Eylül 2011

Konya Büyükşehir’den somaliye bisküvi

Konya Büyükşehir’den somaliye bisküvi

HABERLER, MANSET
Konya Büyükşehir Belediyesi, açlıkla mücadele eden Somali’ye 50 ton bisküvi gönderdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Konya’dan Somali’ye yardımların sürdüğünü söyledi. Başkan Akyürek son olarak 50 ton bisküvinin tırlarla yola çıktığını, Kızılay aracılığıyla Somali’ye ulaştırılacak olan yardımların 25 bin çadırda dağıtılacağını söyledi. Afrika’da yaşanan insanlık dramına kayıtsız kalmayan Konya, son olarak Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla 50 ton bisküvi gönderdi. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek Somali’ye yapılan yardımların sürdüğünü hatırlatarak, Türkiye’nin Somali’ye en çok yardım yapan ülke olduğunu belirtti. Ülkemiz ve yurtdışında yaşanan deprem, sel, açlık gibi birtakım olağanüstü durumlarda da yardıma uzanan ilk elin her zaman Konya olduğunu kaydeden Baş
Suğla Gölüne 290 bin yavru Sazan bırakıldı

Suğla Gölüne 290 bin yavru Sazan bırakıldı

HABERLER, MANSET
Suğla Gölü'ne yapılan balıklamaya Seydişehir Suğla Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Mustafa Aydoğdu, Başkan Yardımcısı Etem Ekinci, DSİ yetkililerinden Süleyman Göksu ve Osman Ünal katıldı. Kooperatif Başkanı Mustafa Aydoğdu, "Asli görev ve sorumluluklarımızdan bir tanesi de su ürünlerinin geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve korunmasıdır. Gölümüzde yılda 120 ton sazan ve levrek yetiştiriciliği yapılmakta, 136 balıkçı avcılık yapmaktadır. 2011 Yılı Balıklandırma Programı kapsamında Su Ürünlerini Geliştirme Projesi dahilinde 290 bin adet sazan balığı yavrusunu göle atarak burayı balıklandırıyoruz. Amacımız, yöre balıkçılığına ciddi manada katkı sunmaktır" dedi. DSİ yetkilisi Süleyman Göksu da, "Balık yavrularını Adana'nın Seyhan ilçesindeki 5. Bölge Üretim Tesisleri'nden Suğla Gölü'ne geti
Tunç’tan Yeni Model Türk Dergisi

Tunç’tan Yeni Model Türk Dergisi

HABERLER, MANSET
Konya Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlenen toplantıda Türkçe ve İngilizce yayın yapan bilimsel dergiler arasındaki farka değinen Prof. Dr. Recep Tunç, "Örneğin bir akademisyene ait çalışma Türkçe dergide yayınlanırsa 10, yabancı bir dergide yayınlanırsa 30 puan üzerinden değerlendiriyor. Ve maalesef akademisyenlerin önüne, doçent olabilmek için yabancı dergilerde 3 veya daha fazla sayıda yayın yapmış olma şartı koyuldu. Dergilerimiz, batı dergilerinin taklididir ve her ne kadar iyi bile olsalar, yabancı yayınlar da yanlış yayın yapabiliyor. Bu bilgi kirliliğine yol açan dünya bilim dergilerine bir çeki düzen verme zamanı gelmiştir. Üniversitemizdeki dünya dergilerine örnek teşkil edecek Yeni Model Türk Dergisi'ni oluşturma çalışmaları tamamlanmak üzeredir. Lütfen akademisyenler ve bilim ada
Üniversite Mezunu Hırsız Yakalandı

Üniversite Mezunu Hırsız Yakalandı

HABERLER, MANSET
Edinilen bilgiye göre, Konya'nın kent merkezinde 3 ay içerisinde çok sayıda evden hırsızlık olayı meydana geldi. Bunun üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri kilit göbeğinin kırılarak evlere girilmesi yöntemini kullanan hırsızı yakalamak için çalışmalara başladı. Polis yaptığı çalışmada 34 plakalı bir otomobil ile bir şüphelinin eşkalini belirledi. Otomobili Barış G.'nin (25) kiraladığını belirleyen polis, şahsı merkez Karatay ilçesi Keykubat Mahallesi'nde yakaladı. Yakalanan şüpheli Barış G, hırsızlık olaylarını kendisinin gerçekleştirdiğini belirterek, "Ailemin kredi kartı borçları vardı. İstanbul'dan iki arkadaşımla Konya'ya gelerek 5 evi soyduk. Daha sonra ben kendim hırsızlık yapmaya başladım" dedi. Polis Barış G'nin birlikte 5 evi soyduğu iddia edilen hırsızl

Trafik Kazası 7 Yaralı

HABERLER, MANSET
Edinilen bilgiye göre, sürücüleri henüz belirlenemeyen 32 LP 350 plakalı kamyonetle 42 N 0332 plakalı otomobil, Beyşehir-Isparta Karayolu'nun 37. kilometresinde Kıyakdede köyü yakınlarında çarpıştı. Kazada kamyonet yoldan çıkarak tarlaya girerken, her iki araçta bulunan 2'si ağır toplam 7 kişi yaralandı. Yaralılar, kaza yerine sevk edilen ambulanslarla Şarkikarağaç, Beyşehir ve Hüyük devlet hastanelerine kaldırılarak tedavi altına alındı. Beyşehir Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralıların isimlerinin Ahmet Koçak (29), Recep Kaymakçı ve Ahmet Göçer olduğu öğrenildi. Kaza nedeniyle karayolunda ulaşım bir süre tek şeritten sağlanabildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Bizim Canımıza Gelsin

Hz.MEVLANA, Şiirleri
Hastalıklar senden uzak olsun, ey canlarımızın rahatı, ey gören gözümüz, kem gözler senden uzak olsun! Bedenin sağlam olsun, ay yüzlü güzel, gölgen başımızdan eksik olmasın! Gül bahçesine benzeyen yüzün, o gönül otlağımız, ovamızın yeşilliği, nasılsa hep öyle kalsın, hep öyle taze, yeşil. Bizim canımıza gelsin senin bedenine gelen ağrı

Birliğe Ulaş

Hz.MEVLANA, Şiirleri
Beri gel, daha beri, daha beri. Bu yol vuruculuk nereye dek böyle? Bu hır gür, bu savaş nereye dek? Sen bensin işte, ben senim işte. Ne diye bu direnme böyle, ne diye? Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye? Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek, ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye? Zengin yoksulu hor görür, ne diye? Sağ soluna yan bakar, ne diye? İkisi de senin elin, ikiside, peki, kutlu ne, kutsuz ne? Topumuz bir tek inciyiz, bir tek. başımız da tek, aklımız da tek. Ne diye iki görür olup kalmışız iki büklüm gökkubbenin altında, ne diye? Sen habire gevele dur bakalım, habire 'usul boylu birlik çam ağacı' de, sonu nereye varır bunun, nereye? Şu beş duyudan, altı yönden varını yoğunu birliğe çek, birliğe. Kendine gel, benlikten çık, uzak dur, insanlara

Bir Olur Mu?

Hz.MEVLANA, Şiirleri
Biri geldi, hoca senai öldü dedi. Yabana atılır bir er değildi ki, omuz silkelim. Saman çöpü değildi ki uçtu diyelim. Su değildi ki, soğuktan dondu diyelim. Tarak değildi ki, bir saç teli kırdı onu diyelim. Buğday tanesi değildi ki, toprakla kayboldu diyelim. O şu toprak yurtta bir altın gömüsüydü. Bir arpaya sayardı iki cihanı. Aldı topraktan yaratılan bedeni bir gün, fırlattı toprağa attı. Aldı götürdü akıl dene şeyi. Yanlış laf mı ediyoruz ne? Kimsenin bilmediği bir can daha vardı, bağışladı gitti o canı sevgiliye. Saf şarap tortu koyvermişti. Safı tortunun üstüne çıkmıştı, arınmıştı tortudan. Günlerden bir gün, azizim, yolda birbirlerine rastlamışlar, birlikte yolculuk etmişlerdi, bir kürt, bir maraga'lı, bir rey'li, bir de rum ülkesinden biri. Biri olur m

Bir Gececik

Hz.MEVLANA, Şiirleri
Bir gececik uyuma, ne olur. Ayrılık kapısını çalma bir gececik. Bir gececik dostların gönlü olsun, ne olur sabahı et bir gececik. Bir gececik gözlerimiz seninle aydın olsun, kör olsun şeytan bir gececik. Dünyayı güzel kokular sarsın bütün. Karanlıklardan ışıklar aksın ovalara. Sofrandakiler dirilsin bir gececik. Bir gececik uyuma, ne olur. Ayrılık kapısını çalma bir gececik. Bir gececik ata bin, meydana gel. Gönüller bir gececik rahat olsun, göğüsler meydana dönsün bir gececik. Yeniler giyinelim biz kulların. Musa gibi sen bir sopa al eline. Sopa bir anda elinde yılan olsun. Süleyman gibi sen karıncaların yanına var. Karıncalar bir anda birer Süleyman olsun. Ne olur, bir gececik kapısını çalma ayrılığın.

Başka Yarınlar

Hz.MEVLANA, Şiirleri
Bugün yüzünde bir başka güzellikvar senin, bugün dudağında başka bir tad var, boyunda başka bir yücelik. Bugün kırmızı gülün bir başka daldan. Ayın gökyüzüne bugün sığmamış. Göklere benzeyen göğsün bugün daha geniş. Hangi yanından kalktın bu sabah, söyle, bir başka kavga var dünyada senin yüzünden, dünyada bir başka gidiş Biz senin gözlerinden gördük arslanlara meydan okuyan o ceylanı, Başka bir ovası var o ceylanın bugün iki cihandan da dışarı Seven insanın ayağı mı yok, işte ona ölümsüzlük kapandı. Yukarlarda onunla uçar gider. Gözlerinin denizinde onu arama. Oinci bir başka denizde. Bakarsın bugün sever bu yürek, yarın sevilir bakarsın. Yüreğimin özünde başka yarınlar var.

Bahar

Hz.MEVLANA, Şiirleri
Sevgili tutmuş yularımdan beni, develer gibi habire çeker. Esrik devesini böyle nereye götürür, böyle hangi katara? Hem canımı çiğnedi benim o, hem bedenimi çiğnedi. Gönlümü bağladı benim o, kırdı şişemi. Ne iş yaptırmaya götürür, bilmem, nereye götürür beni. Sevgili takar beni oltasına, atar karaya balık gibi. Sevgili kurar gönlüme bir tuzak, avcıdan yana çeker sürür beni. Bakarım tabiat başlar büyük işine: Bulutlar gelir uzaktan katar katar, küme küme. Bulutlar sular ovaları. Bulutlar yürür dağlara doğru. Uyanır açar gözlerini yeryüzü. Gökler çalar davulunu. Dalların gönlüne çeker gülün özü en güzel kokusunu baharın. Tohumun gönlü başlar vermeye tohum. Ağaç durmadan söyler, döker içini.

Ay İle Güneşim Geldi

Hz.MEVLANA, Şiirleri
Ayla güneşim geldi, bak göz ışığım geldi İnci kaynağım geldi altın pınarım geldi Sarhoşum nice ondan coştu bakışım nurdan Özge şey mi istersin? Özge yoldaşım geldi! O gümüş tenli güzelim girdi Yusuf’um kapıdan O yol kesenim geldi, tövbe bozanım geldi Eski yoldaşım dinle! Dünden iyidir şimdi Müjde sarhoşuydum dün, ondan ulağım geldi Dün fenerle ben kentte pek arandığım o kişi Gör bugün yol üstünde güller bostanım geldi Sardı elleri belime hem kucakladı o beni Bir taç ve kemer sundu, işte sultanım geldi Bak bahar ve bahçesine! Bak şarap kadehlerine! Bak coşan azıklarına! Gül şeker dalım geldi O hayat suyumdur hey! Ben ölümden korkmam ki Ürkmem serzenişlerden, çünkü kalkanım geldi Ondan yüzük aldım hey, ben Süleyman’ım artık Ah nasılda şahane, baştaki tacım ge

Anlatsana

Hz.MEVLANA, Şiirleri
Gönül dostum anlatsana, İlimizde Mevlana`yı. Ulu zatın hoşgörüsü, Yolumuzda Mevlanayı. xxx Kıymet verir her insana, Ulvi görev düştü sana, Çevir deyişik lisana, Dilimizde Mevlana`yı. xxx Fetetti nice gönüller, Ruzi mahşedeki kullar, Bülbül sedasında diller, Gülümüzde Mevlana`yı. xxx EZGİNİ geldik gideriz, Hakka borcumuz öderiz, Hatırdadır yad ederiz, Telimizde Mevlana`yı.

Allahım Bu Vuslatı Hicran Etme

Hz.MEVLANA, Şiirleri
Allahım bu vuslatı hicran etme Aşkın sarhoşlarını nalan etme Sevgi bahçesini yemyeşil bırak Bu mestlere bahçelere kasdetme Dalı yaprağı vurma hazan gibi Halkını başı dönmüş zelil etme Kuşunun yuvasının ağacını Yıkma da kuşlarını perran etme Kumunu ve mumunu karıştırma Düşmanları kör et de şadan etme Hırsızlar aydınlığın düşmanıdır Onların işlerini asan etme İkbal kıblesi yalnız bu halkadır Umut kabesin öyle viran etme Bu çadır iplerini öyle katma Çadır senindir eya sultan etme Yok dünyada hicrandan daha acı Ne istiyorsan et de onu etme

Ağıt

Hz.MEVLANA, Şiirleri
Göz gamın ne olduğunu bilseydi, gökyüzü bu ayrılığı çekseydi, padişah bu acıyı duysaydı; göz gece demez gündüz demez ağlardı, gökler yıldızlara, güneşle, ayla gece demez gündüz demez ağlardı. padişah bakardı ününe, tacına, tahtına, tolgasına, kemerine, gece demez gündüz demez ağlardı. Gül bahçesi güzün geleceğini duysaydı, uçan kuş avlanacağını bilseydi, gerdek gecesi bu özlemi görseydi; gül bahçesi hem güle hem dala ağlardı, uçan kuş uçmaktan vazgeçer ağlardı, gerdek gecesi öpüşmeye, sarılmaya ağlardı. Zaloğlu bu zülmü görseydi, ecel bu çığlığı duysaydı, cellâdın yüreği olsaydı; Zaloğlu savaşa, yiğitliğe ağlardı, ecel bakardı kendine ağlardı, cellât, yüreği taş olsa, ağlardı. Kumru, başına geleceği duysaydı, tabut, içine gireni bilseydi, hayvanlarda bir parça

Taş Yürekli O Değil Benim

Hz.MEVLANA, Şiirleri
Bütün halkın başını yarmış da tutmuş,hastayım diye başını bağlamış.Feleğin sırtından,çekmiş,hırkasını almış da çıplağım diye bir laftır ortaya atmış. Ah o taş yüreğinden,o rengarenk,çeşitli işvelerinden.Fakat hayır,taşyürekli o değil,benim.Çünkü asıl bu fitneleri karıştıran,bu esrikliği ortaya atan benim. Kan deryasının ta dibindeyim.Kan içmeden sarhoş olmuşum.Fakat bir görsen,hani dersin ki bu kan içmiyor da üzüm suyuna gark olmuş. Ey aşk,yüceliğinden göklere bile sığmıyorsun.Böyle olduğu halde nasıl oldu da gizlice şu gönlüme sığdın sen? *Gönül evine sıçrayıp girdin,kapıyı da içerden sürmeledin.Bense ya ışık konan yerle sırça kandilim,yahut da nur içinde nur. Beden,gebe bir zenci kadın,gönül onun karnındaki beyaz saçlı çocuk.Şu halde benim yarım miskten,yarım kafurdan.

Dünya Bir Av Evi

Hz.MEVLANA, Şiirleri
Dünya Bir Av Evi Bu öyle tuhaf bir ateş ki bir an bile sabrı,kararı yok.Nasıl olabilir ki hem sevgilinin yanında alevlenmiş,hem sevgilinin yanında değil. Şekil nasıl ayak direyebilir ki sebatı yok.Öz nasıl elden tutabilir,nasıl yardım ader ki görünmez. Dünya bir av yeri,yaratıkların hepsi de bir av.Fakat avlananların beyinden,bir eserden başka hiçbirşey belirmiyor. Her yanda yükler var,denkler var,her yanda biz beyiz,uluyuz diyenler var; fakat asıl beyin konağında ne yük var,ne denk. Ey can,elini çek de yüzünün rengi görünsün.Çünkü şu görünenlerin hepsi de ancak köpük,ancak şekil,ancak resim. Nerde toz koparsa orda bir ordu vardır.Çünkü izsiz,dumansız ateş olmaz. Sen eri tozdan anla,ne biçim erdir,tozundan anla; toz içinde insanı aramaya bak,tozda iş yok. A bahtı kutlu,sen arar ist